Batıkent Dayanışma Platformu: “Hukuksuzluklara karşı birleşmekten başka çaremiz yok”
Ülke genelinde yapılan gözaltılar ve tutuklamaları protesto eden Batıkent Dayanışma Platformu, “Hukuksuzluklara karşı birleşmekten başka çaremiz yok” dedi.

Fotoğraf: Evrensel
Batıkent Dayanışma Platformu, ülke genelinde yapılan gözaltılar ve tutuklamaları protesto etti. Yapılan açıklamada, "Ne işçiler sefalet düzenine boyun eğecek, ne halkın iradesi kayyumlara teslim olacak, ne de baskı ve yasaklar bizi susturacaktır. Bu hukuksuzluklara karşı birleşmekten başka çaremiz yok" denildi.
Yapılan açıklamada platform adına konuşan EMEP Yenimahalle İlçe Başkanı Nursel Oktay, "Türkiye işçi, emekçileri, halkları son süreçte sermayedarların ve onların temsilcisi tek adam iktidarının dizginsiz saldırılarıyla karşı karşıya. Halkların Demokratik Kongresine yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 60 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.18 Şubat'ın gece yarısında haksız hukuksuz bir biçimde, 10 ildeki farklı siyasi parti üyelerinin, yöneticilerinin, aydınların, gazetecilerin, hak savunucularının yer aldığı 52 kişi gözaltına alındı. İktidarın topluma baskı, yoksulluk ve çatışma dışında vadedeceği hiçbir şey kalmamıştır. Özgür, demokratik bir ülkenin inşası ve eşitlik mücadelesi için toplumun farklı kesimlerinden yükselen sesler, ortak bir mücadele arayışında birleşmektedir. Bu mücadele, iktidarın korkularını büyütmektedir. Saray iktidarı yaşadığı panikle, devlet imkanlarını, kolluk güçlerini ve siyasallaştırdığı yargı düzenini kendi çıkarlarını korumak için öne çıkarmaktadır" diye konuştu.
“Barışçıl yollarla siyaset yapanların gözaltına alınması kabul edilemez”
Operasyonların amacının toplumun tüm kesimlerine gözdağı vermek olduğunu belirten Oktay, "Yıllardır yasal, meşru alanda demokratik, sivil ve barışçıl yollarla siyaset yapanların, sanatçıların, gazetecilerin, aydınların, sendikacıların gözaltına alınması kabul edilemez. Savcılığın sunduğu gerekçeler, geçmişe yönelik olarak suç icat etme gayretinin ürünüdür ve tamamen hukuksuzdur. Yerel seçimlerin ardından 11 ayda 11 belediyeye kayyım atayan, İstanbul Barosu'nu hedefe koyan ve işçilerin mücadelesine öncülük eden Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mehmet Türkmen'i tutuklayan politikayla; 10 ilde gerçekleştirilen operasyonlar aynı politikanın ürünüdür" dedi.
Gaziantep'te Başpınar OSB'de işçilerin, yüzde 30'luk sefalet zammı dayatmasına karşı şubat başında direnişlere başladığını vurgulayan Oktay, "AKP Milletvekili İrfan Çelikaslan'ın sahibi olduğu Çelikaslan Fabrikası'nda işçilerin direnişe geçmesi ve direnişlerin yaygınlaşması üzerine devletin güç aygıtları işçilerin karşısına dikildi. Valilik, iş bırakılan fabrikaların bulunduğu OSB'yi de içerecek biçimde etkinlik, eylem yasağı koydu.14 Şubat sabahında BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen gözaltına alındı, basın açıklamasına gitmesi engellendi. Engellemelere rağmen işçiler meydana çıktı, sefalet koşullarına teslim olmayacaklarını haykırdı. Serbest bırakılan Türkmen, iki gün sonra işçilerle toplantıdayken tekrar gözaltına alındı. Patronların isteği üzerine tutuklandı. Tıpkı işçilerin iradesinin gaspına benzer şekilde Van halkının iradesi de kayyum atamasıyla gasp edildi. Yüzde 55 oyla seçilen Van Büyükşehir Belediyesi Başkanı Abdullah Zeydan'ın yargılandığı davada 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmasının ardından yerine Van Valisi kayyum olarak atandı. Gerçekleştirilen protestolarda 127 kişi gözaltına alındı, birçok kişi darp edildi. Son 10 yılda 150'den fazla belediyeye kayyum atanırken, 2017-2024 yılları arasında yaklaşık 159 bin işçinin grevi ‘erteleme’ adı altında yasaklandı. En temel demokratik haklar ayaklar altına alındı" diye konuştu.
“Ne halk ne de işçiler boyun eğecek”
Oktay şöyle devam etti: "Kayyumlarla halkın iradesini gasp edenler, işçilerin grevini yasaklayanlar, sendikacıları tutuklayanlar aynı hukuksuz düzenin parçasıdır. Tek adam rejimi, emeğe ve demokrasiye yönelik bu saldırılarla kendi hukuksuz düzenini dayatıyor. Mücadele ilerledikçe, tek adam rejiminin sopasına dönüşen yargının öncülüğünde gözaltılar, tutuklamalar gerçekleştiriliyor. Ancak ne işçiler sefalet düzenine boyun eğecek, ne halkın iradesi kayyumlara teslim olacak, ne de baskı ve yasaklar bizi susturacaktır. Bu hukuksuzluklara karşı birleşmekten başka çaremiz yok." (Evrensel)
Evrensel'i Takip Et